7 Mayıs 2014 Çarşamba

İki ters bir düz



Teknolojinin gelişmesi, tekstil sektörünün büyümesi ve her şeyin daha ulaşılabilir olması insanları hazır giyime itiyor. Hal böyle olunca anneler de kız çocuklarına örgü örmeyi ve dikiş dikmeyi öğretmeyi gün geçtikçe bırakıyorlar. Ancak, bu güzel uğraşıyı hobi haline getirenler de var. 

Selen (23) ilk zamanlarda örgüyle hiç arası olmadığını söylüyor. Hatta okuldaki el işi derslerinde bile örgü örmekten kaçarmış. Çok demode bir uğraş gibi geldiğini ve sadece vakti bol insanların ve yaşlıların işi olduğunu düşünüyormuş. Selen eskiden, 'Bir kazağı 2 haftada örmeye vakit harcayana kadar gider indirimden 2 dakikada alırım' şeklinde düşündüğünü söylüyor. Okula ve işe gitmekten kendine vakit ayıramadığını da dile getiriyor. Ancak, yakın arkadaşının onu kandırıp zorla götürdüğü kursun onu bu kadar rahatlatıp değiştirebileceğini hiç aklından geçirmemiş. Selen, 'İlk başta arkadaşım beni kursa sürükleyerek götürdü. Sonrasında git gide zevk almaya başladım. Bir baktım ki kursa koşarak gider olmuşum. Örgü örerken mutlu olduğumu ve rahatladığımı fark ettim. Elinizdeki iki çubuk ve bir parça iple yapabildiğiniz şeyler harika. Daha önce de dediğim gibi örmek yerine satın almanın daha kolay olduğunu savunuyordum ama işin içine girince ve bir kere kendi yaptığınız şeyi giymenin tadını alınca bir daha bırakamıyorsunuz. Her yeni bir şeyi bitirdiğinizde bir sonra ki hedefiniz için çıtayı bir üst seviyeye çıkarıyorsunuz. Şehir hayatının karmaşıklığından, stresinden kendimi soyutluyorum bir nevi terapi gibi ve bence bu  psikolaga gitmenizden daha etkili. Sonuçta başkasından yardım almadan kendinizi iyileştiriyorsunuz' diyor. 

 Deniz ise örgüyü çocukluğundan öğrenenlerden. Örgü örerken nasıl keyif aldığı yüzünden anlaşılıyor. Örgüye nasıl başladığını, neler yaptığını kısaca anlattı. röportajı aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.
















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder