Adınız?
Hande.
Türk kahvesi ile aran nasıl?
Kahveyi
çok seviyorum. Özellikle de türk kahvesini daha çok seviyorum. Kahveyi içmek
için büyük yerlere gitmektense küçük yerleri tercih ediyorum.
Büyük işletmelere neden gitmiyorsun?
Hande (Öğrenci) |
Zincir yerlere
gitmeyi sevmiyorum çünkü türk kahvesinin tadını alamıyorum. Bu tarz yerlerde daha iyi bir tat
yakalayabiliyorum. Ayrıca bu tarz yerler türk kahvesini çeşitlendiriyorlar. Kakuleli,
damla sakızlı, çikolatalı türk kahvesi yapan yerler de var. Ben genelde sade
içmeyi tercih ediyorum. Canım böyle çok şekerli bir şeyler isterse de orta
söylüyorum.
Arkadaşlarınla da gelmeyi tercih ediyor musun? Yoksa tek mi geliyorsun?
Arkadaşlarımla buluşma noktam diyebilirim. Kızlar için sohbet
dedikodu yerleridir aslında böyle yerler. Kahve içip fal bakıyoruz
birbirimize. Türk kahvesi kültürünün küçük konsept yerler tarafından
yayılmasına seviniyorum. Büyük kahveciler daha çok tercih ediliyordu ama şu zamanda
bana kalırsa küçük yerler daha iyi tat verdiği için daha popüler oldu bence.
Biz de bunu tercih ediyoruz. Arkadaşlarım olsun ailem olsun hep beraber
geliyoruz.
Selim (İşletmeci) |
Adınız?
Selim
Ne zamandır bu işi yapıyorsunuz?
Biz burayı açalı 1.5 sene oldu. Restoran gece kulübü bar
gibi yerleri işlettim. AKP yönetiminden sonra içkili işler zorlaştığı için
alkolsüz bir yer açmaya karar verdim.
Son zamanlarda türk kahvecilerinin sayısı çok arttı. Bunun sebebini neye bağlıyorsunuz?
İstanbul ve daha birçok yerde bu
kadar türk kahvecisinin açılmasının sebebi bizim milletin kara cahilliğinden
kaynaklanıyor. Bugün Kadıköy çarşısında
bileyici bile türk kahvecisine çevirdi. Şaşkınbakkal’da gümüşçü türk kahvecisi
oldu. Bu sadece bizim insanlarımızın görgüsüzlüğünden kaynaklanıyor.
Biliyorsunuz eskiden videokasetler meşhurdu, her yere kasetçi açıldı. Daha
sonra CD çıktı. Bu sefer CD’ci oldu. Böyle işler dışarıdan kolay gözüktüğü için
ve az sermaye gerektirdiğini düşündükleri için, kimse bir iş bilmediği için
herkes böyle işlere soyunur ve birçoğunun sonu hayal kırıklığı olur. Herkes az
sermayeyle çok para kazanabilmek için bu işlere giriyor. Ancak Starbuck, Cafe
Nero, Kahve Dünyayası gibi kurumların işletmeleri 100 tane dükkan açıyorlar ama
onlar olması gereken yerlerde oluyorlar ve 1 tanesi çok para kazanmasa onlara
çok koymuyor. Çünkü arkalarında büyük holdingler var. Onlar 100 dükkândan ne
kadar kazandığına bakıyor. 25 tanesi zarar etse bile o yüzden pek fark etmiyor.
Bizim gibi bireysel açan insanların hele bir de yeri kötüyse iş yapamadıkları
zaman batıyorlar. İster 10.000lik ister
100.000lik bir yer açsın fark etmiyor.
Kahve kültüründen biraz bahseder misiniz?
Kahve Osmanlı’ya dayanan bir kültür
bizde. Bana 20 sene evvel Starbucks açılıcak içi tıklım tıklım dolucak yer
bulamayacaksınız deselerdi inanmazdım. Bizim yabancı kahve kültürümüz olduğunu
düşünmüyorum. Cafe Latte için insanların izdiham yaratacağını gerçekten
düşünmüyordum ama böyle oldu. Bizim milletin görgüsüzlüğünden mi, Avrupa’ya özenmesinden
mi neden olduğunu bilmiyorum. Türk kahvesi bir kültürdür. Kahvenin yanında su ikram etmenin bir sebebi
vardır. Osmanlı zamanında kahve ve suyu yan
yana verirler. Eğer eve gelen misafir açsa önce suyu içer. Karnım aç demektir
o. O zaman yemek ikram edilir. Kahve içip üzerine su içerse de afiet olsun
denir yollanır. Ağız tatlansın diye lokum ikram edilir. Türk kahvecileri daha
çok açılacak çok da kapanacak. Sürüme dayalı bir iş olduğu için yerleri
belirleyebilmek çok önemli. Yemek yok, küçük
paralarla ciro yapmanız lazım. Bu yüzden de açtığınız yeri çok iyi belirlemeniz
lazım. Yoksa batarsınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder